OYUNCU ESER YENENLER TOKLUK HORMONUNA ALERJİM VAR DEMİŞTİ
Armağan Çağlayan’ın programında “Benim tokluk hormonuna alerjim varmış” diye açıklama yapan ünlü oyuncu Eser Yenenler’in açıklaması, akıllarda soru işareti bırakmış, bedenin kendi salgıladığı hormona karşı alerjik olma ihtimali korkutmuştu. Bahis hakkında açıklama yapan Türkiye Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Hasret Cavkaytar, “Kişinin bedeninin salgıladığı hormon değil dışarıdan alınan hormon ilaçları alerji yapabilir, zira bu ilaçlar da katkı hususu var, bu hususlar alerjiye yol açabilir, bu türlü bir durumda ilacın kullanımı kesilmelidir”
diye konuştu.
Oyuncu Eser Yenenler Armağan Çağlayan’ın 196Sekiz Youtube programında “tokluk hormonuna alerjisi” olduğunu anlattı. Kilo vermeye çalışırken uygulanan bir tedavi prosedürünün de tokluk hormonu iğnesi olduğunu, lakin iğne sonrasında gelişen alerjik semptomlar nedeniyle ilacı bıraktığını açıklayan Eser Yenenler’in yaşadığı durum toplumsal medyada oldukça tartışıldı. Bu durumun bir çeşit ilaç alerjisi olduğuna dikkat çeken Türkiye Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, İlaç Alerjileri Çalışma Kümesi Başkanı Prof. Dr. Hasret Cavkaytar,konuyla ilgili şunları söyledi:“Tokluk hormonu diye isimlendirilen ilaç Liraglutid içermektedir. Liraglutid insan bedeninde doğal olarak salınan metabolik hormon ailesinin bir üyesi olan Glukagon Gibisi Peptit-1 (GLP-1) ile birebir özelliklere sahip bir husustur. Bedene dışarıdan ilaç olarak alındığında birebir GLP-1 üzere vazife yaparak bedendeki glukagon salgısını azaltır, insülin salgısını artırır, bu yüzden tip 2 diyabet (şeker hastalığı) hastalarında kullanılır. Ayrıyeten son yıllarda çok şişmanlığı olan hastalarda da tokluk yaratma ve münasebetiyle iştahı azaltıcı tesiri nedeniyle hekim denetiminde kullanılmaktadır. Hepimizin yakından tanıdığı insülin üzere bedende sentezlenen hormonların yerine geçebilecek protein yapıda hususlar ilaç olarak üretilirler ve hastalar bu ilaçları kullanır. Lakin öteki ilaçlar üzere bunlar da birebir vakitte katkı unsurları içerirler. Az de olsa hem kendileri hem de içindeki katkı unsurları alerji yapabilir.”
İlaç olarak piyasaya bulunan bu hormonun enjekte edilmesi ile ilacın kendisi ya da içinde bulunan katkı unsurunun alerjik tepkiye yol açabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Cavkaytar, bedene dışarıdan alınan her türlü ilacın hassasiyeti olan şahıslarda alerjik tepki yahut daha genel bir tabirle çok hassaslık tepkisi yapan tesiri olabileceğini söyledi. Bu tepkilerin sıklıkla kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı yahut şişlik üzere bulgularla deride kendini gösterdiğini tabir eden Prof. Dr. Cavkaytar, birtakım durumlarda semptomlar daha şiddetli olduğunda hırıltı, öksürük, nefes darlığı üzere teneffüs sistemi bulguları ya da kalp çarpıntısı, tansiyon düşmesi üzere kardiyovasküler sistem bulgularının da ortaya çıkabileceğine vurgu yaptı. Bu durumda ortaya çıkan alerjik tepkinin, ilacın kendisine ya da içindeki katkı hususuna karşı olabileceğine değinen Prof. Dr. Hasret Cavkaytar, öncelikle ilacın kullanımının sonlandırılması gerektiğini söyledi.
“HORMON İLAÇLARI DA BEDENE ALINAN YABANCI MADDELERDİR”
Hormon tedavisi olarak kullanılan ilaçların da bedene alınan yabancı unsurlar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hasret Cavkaytar, “Hormon tedavisi sırasında tepki ortaya çıkıyorsa ve insülin üzere kullanımı zarurî lakin alternatifi mutlaka yoksa, alerji-immünoloji uzmanlarının nezaretinde alerjiye neden olan ilaç, desensitizasyon dediğimiz bir çeşit bedeni alıştırma prosedürüyle verilebilir” dedi.
“HORMONLAR SENTETİKSE DAHA AZ ALERJİYE NEDEN OLUR”
Hormonların bedende su ve elektrolit alışverişi üzere metabolik olayları, büyümeyi, bedensel ve seksüel gelişmeyi düzenleyen peptid, protein ya da steroid yapıda olan moleküller olduğunu, bu hormonların eksikliği ya da fazlalığının hastalığa sebep olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Cavkaytar, “Kişide bu hormonun eksiklik varsa hasta bu hormonun kendisini ya da metabolitini dışarıdan ilaç olarak alarak güzelleşir. Daha evvelki yıllarda insülinde olduğu üzere hayvan kaynaklı hormonlar kullanılırken kaydedilen ilerleme ile biyosentetik ya da semisentetik insan kaynaklı hormonlar kullanılmaya başlanmış ve ortaya çıkabilecek alerjik tepkiler değerli oranda azalmıştır.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
