Koleksiyoner Gülay Kayacan’ın, emeğin ve kadim zanaatin buluştuğu bakır koleksiyonunda yer alan, başta Arez usta olmak üzere bakıra ruh katan ustalarının ellerinde asırlar evvel şekillenmiş, her birinin farklı kıssası olan sofra ve yemek ekipmanları İstanbul Lale Vakfı’nda sergilenmeye başladı. Stant 31 Mart – 9 Nisan 2023 tarihleri ortasında açık kalacak. 

Bakırın hayatımızda, sıhhatte ve tarihteki değerini anlatmak, hatırlatmak hedefi ile 16. yüzyıl ile 19. yüzyıl ortasında üretilen 10.000 binden fazla yapıtı yarım asırdır toplayan Gülay Kayacan’ın koleksiyonunda yer alan en nadide 50 eser stantta yer alıyor.

5000 yıllık mucize maden bakır

Bakırın sıhhate olan yararları, bedenin gerçek büyümesini, demirin aktif bir halde kullanılmasını, uygun enzimatik tepkilerin yanı sıra bağ dokularının, saçların ve gözlerin sağlıklı olmasını içerir. Ayrıyeten erken yaşlanmayı tedbire, güç üretimini arttırma ve bedendeki negatif enerjiyi azaltmak için de ayrılmaz bir ögedir. Düzenlenmiş kalp ritmi, istikrarlı tiroid bezleri, artrit semptomlarında azalma, süratli yara güzelleşmesi, artmış alyuvar oluşumu ve azalmış kolestrol bakırın öbür sıhhat faydalarıdır.

İstanbul Lale Vakfı

İstanbul Lale Vakfı, Türkiye genelinde lalelerin yaygınlaştırılması, lale çeşitlerinin araştırılarak çoğaltılması, ulusal ve memleketler arası platformda tanıtılması, bilinirliğinin artırılması ve üretiminin geliştirilmesi; lalenin Türk kültür ve sanat hayatındaki yerinin araştırılması ve bu bahiste yapılmış bilimsel çalışmaları ve yapıtları tanıtmak, sergilemek maksadıyla 2016 yılında kuruldu. İstanbul Lale Vakfı, ismi ile özdeşleşen Emirgan Korusu sonlarındadır. Vakıf, 1871-1878 yılları ortasında Emirgan Korusu’nda inşa edilen köşklerin müştemilatı olarak kullanılan binada yer almaktadır. 19.yy’ın ikinci yarısında Sultan Abdülaziz bugün Emirgan Korusu olarak bilinen bu alanı Mısır Hidivi İsmail Paşa’ya vermiştir. Köşklerin alt tarafında kalan yapı at ahırı, hizmetlilerin ve lojistik gereksinimlerinin karşılandığı, içinde çamaşırhane, mutfak, ekmek fırını ve gibisi ünitelerden oluşan bir yapı olduğu düşünülmektedir. Vakıf bünyesinde yer alan Müze’de, lalenin bir çiçek olarak gelişiminin yanı sıra Osmanlı’dan günümüze bir desen olarak yer almasının örneklerini görmek mümkün. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı